Bilgi ve strateji’nin çok önemli olduğu bir yüzyıldan çok daha önemli olduğu bir yüzyıla geçmiş bulunuyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerçek güç, bilgi ve bilgiye dayanan düşüncenin ürettiği teknoloji ve stratejidir. Batı medeniyeti kurmuş olduğu hegemonyayı önümüzdeki yüzyılda da devam ettirebilmek için bilgi üretimini çok önemsemekte ve en büyük stratejik değerler olarak düşünce kuruluşlarını görmektedir. Dünya üzerinde etkili olmaya çalışan Çin gibi yeni güç odaklarında da batı medeniyetine mensup ülkelerde olduğu gibi her alanda düşünce kuruluşlarının oldukça etkin olduğunu görmekteyiz.
Rand Corporatıon ve Chatham House gibi düşünce kuruluşlarının örnek olarak verilebileceği bu oluşumlar Batı’nın geçen yüzyılda dünya üzerinde kurduğu hegomonya’yı devam ettirmek için var güçleriyle çalışmakta ve strateji üretmektedir. Bu amaçla kurdukları paradigma ile önlerine çıkan her ülkeyi ve topluluğu acımasızca ezmekte, hatta yok etmektedirler. BOP bu duruma en iyi örnektir. BOP’un batıdaki düşünce kuruluşları ve teorisyenlerinin ürettiği ‘medeniyetler çatışması teorisinin’ bölgemizdeki uygulama şekli olduğu bilinmektedir. BOP düşünce kuruluşlarınca düşünüldü, kurgulandı ve tavizsizce pratiğe döküldü. Bu düşünce kuruluşları sadece militer planlar yapmamaktadırlar. Hedef aldıkları ülkelerin yer üstü ve yer altı kaynaklarını ve hatta insan gücünü rahatça sömürebilmek için dışardan bakılınca oldukça demokratik görünen ve çoğunlukla insan hakları maskesiyle yıkım planları yapıp hedefteki ülkelerin yıkımını yönetebilmektedirler. Bu amaçla hedef aldıkları ülkelerde ilk tahrip etmeye çalıştıkları yapılar milli oluşumlar ve milli duygu ve düşünceleri besleyen bilgiyi üreten yapı ve dinamikler olmaktadır. Çünkü bu gibi emperyalist oluşumlar bilmektedirler ki bir ülkenin milli reflekslerini ezmeden o ülkede başarı şansları yoktur. Bu dersi batıya en sert ve gerçekçi şekilde yüz yıl kadar önce Mustafa kemal Atatürk vermiştir.
Özetlemeye çalıştığımız fiili sömürü durumun planlayıcısı, strateji üreticisi ve paradigma kurucusu batı’nın düşünce kuruluşları ve sivil toplum örgütleri olduğunu çok net olarak görüyoruz. Bu güçlere karşı koymanın en önemli ve etkin yolu milli vizyona sahip düşünce kuruluşlarıyla karşılık vermektir. İçinde bulunduğumuz coğrafyada yaşamayı istiyorsak ve çocuklarımızın da rahat yaşamasını istiyorsak üzerimize yapılan emperyal sömürü planlarını boşa çıkarmak için çok daha güçlü fikir ve stratejilerle karşılık verebilmeliyiz. Bizler sözünü ettiğimiz nedenlerle ve ihtiyaç duyulan bilgi ve stratejiyi ortaya koyabilmek için Türk Milletine duyduğumuz kuvvetli mensubiyet ve sorumluluk duygusuyla “Yeni Yüzyıl Düşünce Derneği’ni” kurduk. Derneğimiz sivil toplum kuruluşu olarak yerelde bölgemiz ve genelde ülke sorunlarına çözüm odaklı fikir üretmek amacıyla kurulan bir sivil toplum örgütüdür. Amacımız siyasi bir angajman olmadan, hiçbir sosyal grubun ve çıkar grubunun etkisinde kalmadan bölge ve ülke meselelerine milli bir bakış açısıyla bakarak fikri anlamda gerçekçi çözümler üretmek ve toplumumuzla paylaşmaktır. Vizyonumuz ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün meselelere bakışıyla paraleldir.
Belirttiğimiz amaçlar doğrultusunda dernek tüzüğümüzü oluşturmuş ve 08.12.2023 tarihinde tescil edilerek faaliyete başlamış bulunmaktayız.
Dr. Hasan Akyüz
Yeni Yüzyıl Düşünce Derneği Yönetim Kurulu Başkanı